Oruçta Kefareti Getiren Durumlar Nelerdir?

Mazeretsiz olarak oruç yiyen bir kimseye kefaret gerekir. Kefaretten sonra suç tekrar etmediği müddetçe, yenilen tüm oruçlara bedel bir kefaret kâfi gelir.

Ramazanda oruç yiyen bir kimse, yediği oruç mikdarındaki bayramdan sonraki günlere ulaşıp da kaza etmezse, ıskâtı için fidye verilmesini vasiyet etmesi vacib olur. Fakat seferde, hayz halinde, hastalıkta öldüğü takdirde, vasiyet etmesi vacib olmaz.

Kefaret tutmakta, tetâbu’ yani art arda tutmak vacibdir. Çünkü ceza da, ramazan orucunun farzının edası gibi kabil-i taksim değildir. Sonra altmış deyimi de mecâzîdir. Mesela ay yirmi sekiz çektiği takdirde elli altı gün olabilir. Amma kamerî ay başında başlamayıp da birkaç gün geçtikten sonra başlanılırsa, altmışın tamamı vacib olur.

Ramazan orucunun kazasında art arda tutmak vacib olmadığı halde, ramazanın edasında, ziharın kefaretinde, katlin kefaretinde, yeminin kefaretinde, oruc bozmanın kefaretinde art arda tutmak vacibdir.

Sefer, hastalık gibi mübah bir özre mebnî, kefaret olarak tutulan oruç bozulursa, erkeklere göre yeniden başlanması lazımdır. Amma kadınlar hakkında hüküm böyle değil; kadın kefaret orucunu hayz günlerinde yer, hayz günlerinden sonra kefaret orucuna devam eder. Ve hayza yakalandığı gün dahi kefaretinde sayılır. Amma nifas olursa, o da yeniden başlar.

İyileşmekten ümid kesilen hastalık, ihtiyarlık, oruca iktidarsızlık sûretinde, kadın olsun erkek olsun, oruç yerinde altmış fakiri doyurur. Özürün zevalinde verilen kefarete itibar olunmaz, yenilen orucun kazası vacib olur.

Tutulan kefaret, kamerî ayın başından başlanılırsa ay günlerine göre olsa dahi, kamerî ayın başında başlanılmazsa altmış günün tamamlanması vacib olur.

error: Content is protected.