İnsanî Bir İnsiyak Olarak Râbıta

Rabıta, insani bir olgu olan benimseme, benzeme ve özdeşleşme ameliyesinin, dininfert ve toplum hayatında gereği gibi yaşanabilmesi için kul-lanılmasından ibarettir. Her meslek ve sanatta, o mesleği seçenler için örnek alınan ustalar ve sanatkarlar bulunduğu gibi, dini hayatı yaşayabilmek ve dindar insan yetiştirebilmek için de örnek olan üstadlar olınası tabiidir. Hayran olduğumuz kimseleri taklit etmek ve ister istemez onlara benzerneyi istemek, insan tabiatının bir gereğidir. İnsanlar, kendilerinin en ütopik hülyasının imajı olan ideal kişi ile neredeyse her an birlikte olurlar. Bedeneo ondan uzak oldukları halde kendilerini yakın hisseder ve onunla gönülden bir bağ kurarlar; özdeşleşmek isterler. Taklidin ileri derecesi olan özdeşleşme (: ayn1leşıne), benimseme ile başlar ve zamanla alışkanlık haline gelir. işte rabıta, karakter transferi ve şahsiyet yansımasını sağlamak üzere kişileri gerek madde n ve gerekse manen salih ve ariflerle sohbet ve beraberliğe sevk etmekten ibarettir.” Ey iman edenler, Allah’tan korkarak sakının ve sadıklada beraber olun!” mealindeki ayet-i kerimede, ilah1-zat1 sıfatiada müşahade makamına ulaşmış bir kamil mürşide kalp bağlayıp, huzurunda ve gıyabında o zaun suretini hayalinde muhafaza etmek demek olan Flbıta emredilmiştir. Harise hadisinde de, Allah’ın Harise’nin kalbini nuriandırdığı belirtilmiş ve o mırun müşahadesi için onun zahiri suretine ba, kılması emredilmiştir. Tasavvufta da, müntesib, rnürşidine ittibasını tamamlamak için onun suretini kalbinin en derinlerine kadar indirir. Bu durum sevgiyi, sevgi de ittibayı elde etmeyi sağlar. Her mü’rnin için maksat Allah, matlub da O’nun rızasıdır.

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
error: Content is protected.