SEYYİDUNÂ CA’FER SÂDIK Rahmetullahi Aleyh

SEYYİDUNÂ CA’FER SÂDIK Rahmetullahi Aleyh

İmam Ca’fer Sâdık kuddise sırruh, anne tarafından Ebû Bekr Sıddîk’ın; babadan Hazreti Ali radıyallâhu anh’ın torunudur. Yani seyidine-l-Kâsım ve seyidine-l-İmam Hüseyn’in torunlarıdır. Onun hadisleri Buhârî dışında kütüb-ü sitte’de vardır. Hadis ilmini, Urva, Ata, Nâfî’, Zührî, dedesi seyyidene-l-Kâsım ve babasından öğrenmiştir. Her iki Süfyan ve İmam Mâlik ve Kattân da ondan hadis öğrenmişlerdir.

Birçok keramet ve mukâşefe ile şöhret bulmuştur. Zühd ve takvâsı son derece meşhurdur. Huzuruna vardığı padişahların, onun yanında başları göğüslerine eğilirdi; dimdik olarak ona bakamazlardı. Son derece cömerd ve cesaretli idi. Tâbi’lerine şu nasihatlerde bulunurdu:

Bir günah işlediğin zaman, derhal tevbeyle Allah’a dön. Günah işlemekte insan, kader-i İlâhiye’ye bir nev’i mahkumdur.. Fakat, suçunu Allah Teâlâ’ya yükleme. Yani kaderimdir demekle Rabb’ini töhmet altına alma; günahlar üzerine devam etmemeye çalış ve gayretini harca.

Allah Teâlâ dünyaya şöyle emretmiştir: “Ey dünya.. Bana hizmet edene hizmetçi ol. Benden yüz çevireni müstahdem kıl. Yalancının şerefi; kıskananın rahatı yoktur. Cimrinin dostluğu yoktur. Üzüntülünün kardeşi, kötü ahlaklının efendiliği yoktur.”

Haramlardan sakın, Allah’ın emrlerini yerine getir; âbid olursun. Allah’ın sana verdiği rızka ve kaderine razı ol; müslim olursun. İnsanlardan beklemiş olduğun iyilikleri onlara yap… ve nasıl arkadaş istersen öylece arkadaşlık yap ki, mü’min olasın.

Kim soy sop olmaksızın izzeti; ve silahsız korkutmayı isterse, Allah Teâlâ’ya isyan olacak şeylerden sıyrılsın, taat ve ibadete bürünsün. Elbette kötü insanlarla arkadaşlık yapan, beladan kurtulamaz. Kötülük yapanların arasına giren, fenalıkları yapmaktan kurtulamaz. Diline hâkim olmayan daima pişmandır.

Faizin haram olmasının sebebi, Allah Teâlâ’nın hoşuna giden sılayı terketmektir. Çünkü faiz gizli soygunculuktur.

Fakihlerden Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem nazarında emin olanlar, hükümdarların kapılarına tenezzül etmeyenlerdir.

Kardeşinden hoşuna gitmedik söz işitsen asla üzülme. Sözü doğru ise, sana peşin cezadır. Sözü yalan ise, sana bir hasene yazılmış olur. Mut’adan sorulunca şöyle cevab vermiştir: “Mut’a nikah değil, dînin perdesi altında zinanın meşrû’ görülmesidir. Ceddim Ali bin Ebî Tâlib radıyallâhu anh: “Gerçekte Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem Hayber gününde, kadınların mut’asını yasakladı.” buyurmuştur.

Dualarında da şöyle derdi: “Allâhumme! Azametin hakkı için beni kulluğunla şereflendir; taatle aziz kıl. Allâhumme! Günah işletmekle beni zelil kılma. Allâhumme! Beni kötülük yapanlara iyilik yapmaya muvaffak kıl. Allâhumme! Rızkımı genişlet ve beni günahlardan temizle.

Amcası Zeyd’in asılması haberini veren Hakem bin As el-Kelbî’nin şiirinde: “Sizden Zeyd’i ağacın dalına astık. Mehdî olup da asılanı görmedik.” sözünü işitince, İmam: “Allâhumme! Ona köpeklerinden bir köpeği musallat kıl.” diye beddua etti. Nitekim aslanlar, Hakem bin As’ı parçaladılar.

Bir gün de, hükümdar Mansur onu celbetti; öldürülmesini va’detti. İmam, Mansûrun huzuruna girince, Mansûr: “Allah Teâlâ niçin şu muzır sinekleri yaratmıştır?” diye sordu. İmam: “Zalimleri zelil kılmak için.” cevabını verdi.

Bir sinek dolaşa dolaşa yüzüne konmuş; İmamın bundan rahatsız olup da: “Öl sana ne yaptım ki?” demesi üzerine, üç sinek beraber ölmüştür.

Adamın biri: “Muhterem imamım, zalimler sana boyun eğiyorlar.. Sen ne diyorsun?” diye sormuş, o da buyurmuştur ki: Şöyle derim:

اَللّهُمَّا احْرِسْنِى بِعَيْنِكَ الَّتِى لَا تَنَامُ وَاكْنُفْنِى بِرُكْنِكَ الَّذِى لَا يُرَامُ وَاحْفَظْنِى بِقُدْرَتِكَ عَلَىَّ لاَ اَهْلَ لَكَ وَاَنْتَ رَجَائِى اَللّهُمَّ اِنَّكَ اَعْظَمُ وَاَجَلٌ مِمَّا اَخَافُ وَاَحْذَرُ اَللّهُمَّ بِكَ اَدْفَعُ فِى نَحْرِهِ وَبِكَ اَسْتَعِيذُ مِنْ شَرِّهِ لاَ حَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ اِلاَّ بِاللّهِ

(Bu dua rumuzlu olduğu için tercüme etmedim. Bu şekilde okumak gerekir.)

Hicrî 83 senesinde doğmuş, 148’de vefat etmiş; Medîne’deki Bâkıye-i şerifte babası İmam Bâkır ile dedesi Zeynel Âbidîn’in makberleri arasına defnedilmiştir. Hazreti Hasan’ın makberi de oradadır.

Selmân-ı Pâk-i Fârisî’ye Sıddîk-ı Ekber tarafından verilen manevi hilafetin sırrını Beyazıd Bestâmî Hazretlerine devretmiştir.

 

error: Content is protected.