SEYYİDUNÂ HABÎBULLAH CÂN-I CÂNAN MAZHAR Rahmetullahi Aleyh
SEYYİDUNÂ HABÎBULLAH CÂN-I CÂNAN MAZHAR Kuddise Sırruh
Şeyh Şemseddîn Habîbullah Cân-ı Cânan Mazhar kuddise sırruh, 1113’te doğmuş; Seyyid nur Muhammed el-Bedevânî Hazretlerinden ilim almış; ayrıca Şeyh Muhammed Efdal, Hafız Sâdullah, Şeyh Muhammed Âbid gibi meşhur meşâyıhtan kesb-i kemal ederek irşada başlamıştır.
Henüz küçük yaşta iken aşk ve mehabbet ona galebe çalmıştı. Hatta ve hatta onun yanında Ebû Bekr Sıddîk’tan bahsedildiği vakit, gözüyle onu görürdü. Babasının yanında ilimlerini ikmal ettikten sonra onsekiz yaşındayken Seyyid Nur Muhammed el-Bedevânî’nin huzuruna girerek ondan Nakşibendî tarîkatini almıştır.
Denilmiştir ki; ilk teveccühte latîfeleri aslına kavuşmuş, sonra riyâzete başlamış ve amelini tamamlamıştır.
Zamanında asrın sahibi olmuş, kendisinden birçok kerametler görülmüştür.
Komşularından biri dükkanında afyon satardı. Birgün ondan: “Şu adamın dükkanındaki afyonun zulmeti saflığımı bulandırdı.” sözünü işiten müridler, o adamın dükkanını yıktılar. Bundan haberdar olunca da şöyle dedi: “Şimdi daha fazla üzüldüm. Çünkü bizim için şeriate muhalif olan şu iş vuku buldu. Bize gereken rıfk-u mülâyemetle o adamı tevbeye davet etmek idi. Bununla beraber ısrar etseydi, o zaman zor kullanma hakkını kazanırdık.”
Sonra, dükkan sahibini yanına getirmelerini istedi. Uzun bir zamandan sonra adamı bulup getirdiler. Lutf-u mülâyemetle ondan özür dileyerek: “Bizi afuv et. Arkadaşlarım haddi aştılar. Galiba sözümden cesaret aldılar.” dedi; sonra kendisine bazı hediyeler verdi.
Adam ondan bu iyiliği görünce tevbe etmiş, Allah Teâlâ da kendisine ihlas ve mehabbeti bahşetmiştir.
El-Mevâhib-us-Sermediyye’de menkîbelerine geniş yer verilmiştir.
Birçok insanlar onunla Allah Teâlâ’ya kavuşmuşlardır. 1195’te bu sırrı azîmi Şeyh Abdullah ed-Dehlevî’ye tevdi ederek dâr-ı bekâya naklolunmuştur.
Özleşme Yolu / s.178-179