SEYYİDUNÂ ŞEYH BEYAZID BESTÂMÎ Rahmetullahi Aleyh

SEYYİDUNÂ ŞEYH BEYAZID BESTÂMÎ Kuddise Sırruh

Beyazıd Bestâmî Hazretleri, zamanının Kutb-ul-Ğavs-ul-A’zâm-ul-ferd makamıyla şereflenmiştir.

Aslında hilafet iki çeşittir: Zâhirî hilafet; bâtınî hilafet.. Hulefâi Râşidîn’de her iki hilafet toplanmıştır. Nitekim Ömer bin Abdulaziz’de de zahîrî ve bâtınî hilafet birleşmiştir. Hulefâi Râşidîn’den sonra Ömer bin Abdulaziz radıyallâhu anh gibi zevat müstesna nâdir kimselerde iki hilafet birleşir.

Ehli irşâda intikal eden hilafet, bâtınî hilafettir. Bu manevi hilafetin sahibinin, zâhirde hiçbir makamda bulunmaması ve hatta tanınmaması da mümkündür. İşte Beyazıd Bestâmî, manevi sultan ve hakîkî halife olmuştur.

Beyazıd Bestâmî’nin muasırları sözlerinden anlamadıkları için kendisine çok zulmetmişlerdir. Cail sofîler de, Mansur hakkında uydurdukları sözlerinin benzerini, Beyazıd hakkında da uydurmuşlardır. İhyâ’nın şârihi Zebîdî, İthâf-us-Sâddet-il-Muttakîn adlı eserde, Beyazıd hakkında birçok söz uydurulmasının sebebinin, hased ve cehalet olduğunu söylemektedir. El-Mevâhib-us-Sermediyye ve el-Hadâyık-ul-Verdiyye adlı eserlerde Beyazıd-ı Bestâmî Hazretlerinin menkîbesine çok yer verilmiştir.

Zünnûnî Mısrî, Şeyh-ul-Ekber ve daha birçok evliya, Ârif Sehreverdî gibi imamlar, Beyazıd’ın üstün bir evliya ve kutb-ul-ferd olduğunu itiraf etmişlerdir.

Adamın biri: “Evliyâ günah işler mi?” diye sorunca, Beyazıd Bestâmî Hazretleri: “Allah Teâlâ’nın takdiri neyse o olur.” demiştir.

Sünneti ihyâ etmek üzere şeriatle amel etmeyi çok severdi.

Hizmetçilerinden biri: “Bana İsmi A’zâm’ı öğretir misin?” diye istirhamda bulununca: “Günahlarından sıyrıl; Tevhîdi kalbine yerleştir; Esmâu-l-Hüsnâ’dan istediğin isme müracaat et; İsmi A’zâm’ı bulursun.” cevabını vermiştir.

“Bana Allah Teâlâ’ya yaklaştıracak bir ameli göster.” diyen adama şunu tavsiye etmiştir: “Allah’ın dostlarını sev ki, onlar da seni sevsinler. Gerçekte Allah Teâlâ dostlarının kalbine rahmetle bakar. Onların kalbinde şahsiyeti bulunan kimse de, İlâhî tecellîlerle müşerref olur. Binaenaleyh Allah Teâlâ’nın dostlarının kalbinde bir dirhem kadar yerleşmekten daha üstün bir amel olamaz.”

Bazı sözleri:

Ulemânın ihtilafı rahmettir; yalnız Tevhîd’in tecrîdi haric.

Otuz yıl mücâhade işinde çalıştım. Bu mücâhadem sonunda anladım ki, kul için en zor şey ilim ve ilmin gereğini yapmaktır.

Allah’ı Allah’la bildim. Allah’ın gayrini de Allah’ın nuruyla bildim.

Allah Teâlâ kullarını birçok nimetlerle süsledi. Bunlardan gaye, onların, Zât’ına dönebilmeleridir. O kullara gelince… Gidecekleri Varlığı bırakıp, nimetleriyle meşgul oldular.

Allâhumme! Bu kulları onlardan bir gayret olmadan yarattın. Onların arzusu olmadan boyunlarına bir emanet yükü vurdun. Bu halleriyle onlara Sen yardım etmezsen, kim yardım edecek?..

Ebû Ali Cüzcânî, “Beyazıd Bestâmi’ye atfedilen ve ondan nakledilen hikayelere, sözlere ne dersiniz?” sorusuna şöyle cevab vermiştir: “Biz onu kendi haline bırakırız. İhtimal ki o, içinde bulunduğu hale mağlub olup öyle söylemiştir. Anlattıklarını manevi sekir halinde anlatmıştır. Beyazıd’ın makamına yükselmeyi dileyen, onun gibi nefsiyle mücâhade etmelidir. O zaman Beyazıd Bestâmî’nin sözlerindeki manayı anlar. En iyisini Allah Teâlâ bilir. Allah Teâlâ ondan razı olsun.”

Şeyh Tayfur bin Îsâ Beyazıd Hazretleri, Bestam adlı yerde hicrî 188 senesinde doğmuş, 231 veya 261’de vefat etmiş. Aslında kabr-i şerifinin nerede olduğu malum değildir. Veysel Karenî radıyallâhu anh ve Beyazıd gibi uveysiyy-ul-makam zevâtın kabirleri ekseriyet mechul olur.

Beyazıd Şeyh Tayfur, İmam Ca’fer-i Sâdık’ın rûhâniyetinden aldığı Sıddîkıyye hilafetini, Şeyh Ebu-l-Hasen el-Harkânî hazretlerine devretmiştir. Artık bu sırrı azîm, Ebu-l-Hasan el-Harkânî Hazretlerine naklolunmuştur.

 

error: Content is protected.