SEYYİDUNÂ ŞEYH ES-SEYYİD NUR MUHAMMED BEDEVÂNÎ Rahmetullahi Aleyh

SEYYİDUNÂ ŞEYH ES-SEYYİD NUR MUHAMMED BEDEVÂNÎ Kuddise Sırruh

Şeyhinin halifeleri içersinde en çok kalbleri ihya eden, sâliklerini makamlarına kavuşturan, şeriat ve hakîkati tam manasıyla neşredendir.

Hindistan’da şeriat ve tarîkat nurları, onun bereket ve gayreti sayesinde yayılmıştır. Tabiî ki, ehli beytten olduğu münasebetiyle onun payı daha fazladır.

İstiğrak hali o kadar ona galebe çalmıştı ki, takrîben onbeş sene namaz vakitlerinden başka hiçbir zaman ayık olmazdı.

Murakabelerde fazla dalışından dolayı, sırtı yay gibi olmuştu.

Önce Şeyh Seyfeddîn’in yanında birkaç sene çalışmış, sonra Şeyh Muhammed Muhsin’in hizmetine girmiş; nihayet velâyetin ve kemâlâtın zirvesine ulaşmıştır. Demiştir ki: “Vallahi otuz senedir Allah’tan başka kalbimin üzerine hiçbir şey gelmemiştir.”

Şeyh Mazhar diyordu ki: Keşke siz Seyyidi görseydiniz. Eğer onu görseydiniz, imanlarınızı -Allah Teâlâ’nın kudreti hakkında- tecdîd ederdiniz. Seyyid’in basîretiyle gördüğü şeyleri, başkası gözüyle görmezdi. Her nasılsa birgün yolda yürürken gözlerim ecnebi bir kadına isabet etmişti. Yanına gelince bana: “Zinanın kokusu senden geliyor.” dedi. Yine bir gün yolda birkaç adım içki içen birisiyle yürüdüm. Yanına gelince: “Senden şarap kokusu geliyor.” dedi.

Bu sırrı azîmi birçok zevâta tevdi ettiği gibi, Şeyh Şemseddîn Habîbullah Cân-ı Cânân Mazhar’a da bırakarak, 1135’te dâr-ı bekâya irtihal etmiştir.

Özleşme Yolu / s.177-178