SEYYİDUNÂ ŞEYH MAHMUD EL-İNCİRÎ FAĞNEVİ Rahmetullahi Aleyh

SEYYİDUNÂ ŞEYH MAHMUD EL-İNCİRÎ FAĞNEVİ Kuddise sırruh

Zâhiri ve bâtınî nisbet sırları bu zatta birleşmiştir. O zamanda gizli zikir yapıldığı halde, Şeyh Mahmud cehrî zikri tercih etmiştir. Hoca Ârif Rivgerî’nin derslerinde ve sohbetlerinde yetişip kemâle erdi. Maddî ve manevi ilimlerde zamanın en büyük âlimlerinden oldu. İnsanları irşad etmek için hocasından icâzet aldı. Birçok âlim yetiştirdi. Birçok kimsenin dalâletten hidayete kavuşmasına vesile oldu. Yetiştirdiği âlimlerin en büyüğü, halifelerinden Hâce Ali Râmitenî Hazretleridir.

Hocası Ârif Rivgerî’den icâzet alıp, insanları doğru yola irşad ile vazifelendirince vaktin gereği olarak cehrî zikre başladı. Cehrî zikre ilk başlaması, hocası Ârif Rivgerî’nin vefat hastalığı sırasında, Rivger tepesinde olmuştur. Hâce Ârif: “Şimdi vaktidir” buyurdu. Bu sözünü kabulüne işaret tutmuşlardır. Hâce Ârif Rivgerî’nin vefatından sonra kale kapısı önündeki mescidde sesli zikre devam etti. Vaktinin büyük âlimlerinden ve Hâce Muhammed Pârisa’nın dedelerinden Mevlânâ Hâfızıddîn, âlimlerin üstadı Şems-ul-Eimme Helvânî’nin işaretiyle, Buhâra’da o zamanın en büyük âlimlerinin huzurunda Hâce Mahmûd’a: “Siz hangi niyetle cehrî zikirle meşgul oluyorsunuz?” diye sordu. O cevabında: “Uyuyanları uyandırmak, gafillere işittirmek ve insanları dînin ana caddesi ve doğru yolu üzerinde yürütmek, hakîkate teşvik etmek, böylece insanların, bütün iyiliklerin anahtarı, her saadetin esası olan tevbede sebat ve bir büyüğe bağlanmalarına sebeb olmak istiyorum.” buyurdu. Bunu duyunca Mevlânâ Hâfızuddîn ona: “Niyetiniz böyle dürüst olunca, böyle zikretmeniz helal olur.” dedi. Ve hakîkatin mecazdan ayrılma hudûdunun olması için, cehrî zikrin şartını rica etti. Mahmud el-İncirî Fağnevî: “Sesli zikri ancak, dili yalandan ve gıybetten; boğazı, midesi haram ve şübheliden temiz; kalbi gösteriş ve riyadan uzak; sırrı Rabb’inden başka herşeye teveccühten münezzeh olan yapabilir.” buyurdu.

Hâsılı o sırrı azîmi Hâce Ali Râmitenî Hazretlerine devrederek, 715 yılında vefat etmiştir.

 

Özleşme Yolu / s.157-158

error: Content is protected.