ŞEYH ABDÜLHAK EL-ABBÂSÎ Rahmetullahi Aleyh

WhatsApp Image 2023 03 01 at 20.40.14

 

 

 

 

 

 

 

 

Medine’de ikamet eden Allâme, Şeyh, Abdulgafur el-Abbâsi kuddise sirruhunun oğlu olup aynı zamanda ilimde talebesi, tarikatte ise halifesi olmuştur. Künyesinden da anlaşılacağı üzere soy itibariyle Hazreti Abbas radiyallahu anh’ın soyundan olup Ehl-i Beyt’e mensuptur. 1933 yılında babasının müderrislik yaptığı bu zaman diliminde bugün Hindistan sınırlarında bulunan Delhi’de dünyaya teşrif etmiştir. Çocukluk günlerinde babasının atalarının memleketi Medine’ye hicret kararı almasıyla o da daha çocukken Medine’nin nurlu havasını solumaya başlamıştır. Ve onun ömrünün sonuna kadar kalacağı bu şehir, artık günden güne irşadının da inkişaf edeceği bir yerdir.

Şeyh Abdülhak Hazretleri babası gibi âlim ve ârif bir şahsiyettir. Küçük yaşlardan itibaren babasından Hadis, Fıkıh, usul, tefsir, belagat, mantık ve tasavvuf gibi şer’i ilimlerin kitaplaını okumuş ve icazet almıştır. Yine babası Şeyh Abdülğafur’un geniş halkasında bulunan Arap, Hind, Afrika, Şam, Buhara, Afgan vb. diğer milletlere mensup âlimlerden dersler almıştır. Arapça’nın inceliklerinin yanında Urduca, Farsça ve Peştuca’yı iyi derecede öğrenmiştir. İlim ve ilim ehline sıkı sıkıya bağla olan bu aziz şahsiyet ilmî gayretini ömür boyu sürdürmüş, her daim ilmî eserleri mütalaa etmekle ve başunda ki kitaplarla hemhal olmuştur. Pek çok defa onun dilinden: “Ben ilim talebesi olduğum halde Allah Azze ve Celle’nin huzuruna çıkmak istiyorum.” sözleri inci gibi saçılmıştır.

Muşarun ileyh kuddise sirruhu geleneksel Yunan tıbbı ve eczacılıkla da uzun bir zaman meşgul olmuştur. Tıbbî bitkiler, onların isimleri, çeşitleri, kökleri, yararlısı, zararlısı ve ilaç yapımı hakkında geniş bir ilmi ve pratiği mevcuttur. Yine “Nisan Yağmuru” adını verdiği bir bitkisel karışım ve çeşitli dualar ile felçli birçok hastanın şifa bulmasını sağladığı bilinmektedir. Halifesi merhum Allame Şeyh İsmail Çetin kuddise sirruhu “Ondan bu ilmi talep ettim. Bana iki sene kalıp çalışacağımı şart koştu; imkân bulamadım, öğrenemedim.” demiştir.

Şeyh Abdülhak Hazretleri’ nin ilmî açıdan bir diğer yönü şiire ve aşk ehline olan gönül bağıdır. Allâme İbn Fârid, Hafız Berâ’i, İmam Sa’dî, Mevlânâ Celaleddin Rûmî, İmam Bûsirî, Hazret-i Meczûb ve İmam Şa’ranî rahmetullahi alyhim onun ençok şiirlerini okuyarak vuslat aşkını teskin ettiği ârif ve âşıklardır.

Orta boylu, sık sakallı, ten rengi beyaz ve hafif kırmızı olan bu zât-ı kerimin şahsiyetini ortaya koyan en câmi kavram tevazudur. Çokça mütevazi olup meclisinde âlim, ârif, âvam, âmir, memur, zengin, fakir toplumun her kesiminden kimseler yer bulur, onların hepsine tevazu kanatlarıyla muhafız olmuştur. Dünya emtiası ve onun sülerinden yüz çevirmiş, cömert, güleryüzlü ve insanlara karşı neşeli ve hoş sohbet bir insandır. Onun görülmesinden zâhidlerin hali belli olur, selef-i sâlihin hatırlanırdı.

Şeyh Abdülhak Hazretleri’nin şahsiyetinde öne çıkan bir diğer özelliği müminlere olan bitmek tükenmek bilmeyen hizmet ve kendini feda edercesine ortaya koyduğu gayretidir. Şeyh İsmail Çetin şu sözü onun bu yönün anlatması bakımından çok manidardır: “Ey Müslüman kardeşlerim! Gençlere can ve malı feda etmekle fedakârlıkta bulunun, kurtarmaya çalışalım. Şeyh Abdulhak’ın bu sohbetini dinledikten sonra tüm varımla vücudumu gençlere hizmet temeye vakfettim. Andolsun İslâm’dan başka hiçbir gayem yoktur.”

Muşarun ileyh bir sohbetinde şöyle buyurmuştur:

“ Sen kardeşinde olan sıfatından ne gibi fedakârlık istersen, aynı fedâkarlıkla ona muamele et. Hatta hürmet, şefkat edebine riayet ederek var olan gücünle ona hizmetçi ol.  Fedakârlığı karşından bekleme; ameli az olsun çok olsun, günahkâr olsun, nasihatte kusur etmeksizin ona feda olmaya çalış. Tüm kusurları kendi nefsinden bil, kemaliyle yapmış olduğun hizmetin de hakkıyla ifâ-i vazife edemedim diye her tarafında kusur gör, mükafâtını Allah’tan bekle.  Çünkü bu hal Nakşibendî İmamı’nın prensip ettiği bir emirdir. Böyle etmeyen nispet alsa da kaybetmesinden korkulur. Pederim şeyh Abdulğafur kuddise sirruh zenginleri hizmetle, fakirleri vermekle imtihan ederdi. Bir kişi senin hakkına tecavüz ettiğinde düşün; onun sana karşı isyanı mı büyük, senin Allah’a karşı isyanın mı büyük… Zât-ı Bâri Teâlâ’dan afuvunu dilersen, ihvanın hizmetinde kendini yok et. Böyle olsan bulursun.”

Şeyh Abdulhak Hazretleri, pek çok güzide halife yetiştirmiştir. Türkiye’miz de onun halifesi ise Allame Şeyh İsmail Çetin kuddise sirruh’tur. 1 Ocak 1992 yılında Medine’de vefat etmiş ve Cennetu’l-Bâki’ye defnedilmiştir.

Allah Azze ve Celle Şeyh Abdulhak el-Abbasî Hazretleri’ne binlerce rahmet eylesin. Bizleri onun ilim, irfan ve hikmet denizinden nasipkâr eylesin. Âmin.

error: Content is protected.